BEN
BU İPİN
Zengin mi zengin bir
baba,
Yatakta yatmaktadır,
günlerini saya saya.
Son zamanlarını
yaşadığını anlar,
-
Toplanın başıma hepiniz, çocuklar.
Size bir vasiyetim var, bunu yapınız,
Eğer yapmazsanız, ahrette elim de olur yakanız.
Ben ölünce sağ bir kişiyi 24 saat yanıma
koyacaksınız,
Sonra çıkarıp ne olduğunu soracaksınız.
Hak vaki olmuş, ecel gelmiş ve almış,
Çocuklar da ne yapacaklarını şaşırıp kalmış.
Ona buna söylenmiş, ses gelmemiş kimseden,
Herkes bunu duyunca, ürperirmiş ta içten.
Boynunda bir iple bir hamal geçiyormuş,
Duymuş konuyu, acaba ben yapabilir miyim diyormuş.
Sonunda kabul etmiş çocukların önerisini,
Bu kadar parayı kazanamazmış, verse ömrünün yüz
senesini.
Kazdıkları mezara her ikisini de koymuşlar,
Hava deliği de koyup, saatleri saymışlar.
Yirmi dört saat sonra adamı çıkarmışlar,
Ne olup bittiğini, babalarının ne yaptığını
sormuşlar.
Adam anlatmış:
Mezara konduktan biraz sonra,
İki melek geldi o karanlığa.
-
Bu ölü zaten bizim, ona sonra sorarız,
İlk önce şu sağ kişiyi, nesi varsa ararız.
-
Dedim benim bu ipten başka bir şeyim yok,
Oysa bu yatan adamda her şey çok.
Dediler tamam işte biz de soracağız bu ipi,
Kimden aldın, nasıl aldın, yoksa kapıya mı getirdi
tipi?
Yirmi dört saatte bu ipin hesabını veremedim,
Bir türlü bu işe akıl erdiremedim.
Eğer yirmi dört saatte verilmezse bir ipin hesabı,
Düşünün artık, babanız kaç yılda verir, yuttu hapı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder