KURBAN OLAM
TESBİH SANA
İnsanların cahil olduğu eski dönemde,
İmam olur bir
sakallı bir köyde.
Köylü karşılar her türlü gereksinimini,
Sabah, öğle, akşam verir yemeğini.
Devir der,
mevlüt der, hoca alır para,
Vardığı her yerde minderler kaba, kaba.
Aradan günler geçer, yiter
her gün bir dana,
Sahipleri ararlar durmadan yana yana.
Bulunamaz
otuz iki dananın ne ölüsü ne sağı,
Gezmedik
yer koymazlar,, ne ovası, ne dağı.
En sonunda köylüler bir karar verirler,
– Herkesin evi tek tek aranacak derler.
Tek tek aranır evler, sıra hocaya
gelir,
Aramazlar,
evini, ‘hoca böyle şey yapmaz’denir.
Köylüler bakmazlar hocanın evine,
Hoca taşın üstüne oturur sevine sevine.
Baksalar
otuz iki deriyi bulacaklar,
Sonrasında şaşırıp da kalacaklar.
Sonu ne
getirir bilinmez döverler,
kovarlar,
Belki adamı köylüler karpuz gibi oyarlar.
Hoca Efendi
bu badireyle atlattı,
Eve bakmamak hocayı çok rahatlattı.
–Oturdu taşın üstüne doksan dokuzluk
elinde,
Şu sözler yankılandı, kafasında, dilinde,
"Kurban olam tesbih sana,
Uğurlar getirdin bana,
Bütün bir köyü yesen de
Kimse gümen gelmez bana.."
Devir:Ölen kişilerin oruç, namaz,
yemin gibi günahlarını affettirmek için fakirlere verilen para
Güman:Şüphe, kuşku, ummama.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder