10 Mayıs 2016 Salı

GARBI YELİ


Ovalar, ovalar engin ovalar
Gözüm yaşı birbirini kovalar
İdare buğdayını yermez oldu ağalar, 
Kerem senden Ya Rab mı ki
Dedim ağladım


GARBI YELİ


Bir zamanlar bir köyde, kış şiddetli ve uzun olmuş,
Hayvanların yiyeceğj de kalmamış.
Köyün ağasında otluklar öbek öbek,
Bir de oğlu var ki şebek mi şebek.
Ahmet Ağanın da bir kızı var,bebek mi bebek!
Ahmet ağanın hayvanları aç,        '
Sıkıntıdan gezinmeye başlar yavaş yavaş.
Ağa ya varır<ağa bana ot ver,      
Karşılığında ne istersen al,>der.
Ağa oğluna kızını istemiş,
Ahmet ağa çaresiz, <peki> demiş.
Kahve içmeye gelinmiş, tantana ile akşam,
Dermiş ağa, neler neler takacam.
Para çok, altın akça, tırıp mı tırıp,
Bizim güzel kızın da gönlü kırık mı kırık.
Ne yapayım ben altını, akçe yi,
Bana erkek gerek kaldıracak peçeyi.
Çıkmış damın başına hemen,
Beni kurtar Allahım, ben bunu istemem.
Medet ummuş uçan kuştan, esen yelden,                    ,     
Bir AH çekmiş ta içten ve derinden:        
"Es garbi yeli es, babam beni bir otluğa satıyor,
Hayvanları için beni bir hayvana atıyor."
Sesini duymuş yaradan, acımış bu kuluna,                             
Emir vermiş, es demiş garbi yeline.               
Karlar bir anda erimiş,                            
Kızda koşarak içeri gelmiş.
Durun, durun... olamaz bu iş,
Bahar geldi, bitti yok oldu kış.
O zaman anlaşılmış mesele,
Zorla bu iş olmazmış hele.
Af dilenmiş yaradan dan, eller açılmış.
O anda damın başına bir nur saçılmış.
 Fehmi de düşünmüş, böylece yazmış,

Çınlayarak o dağlarda güzel kızın sesi kalmış.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder