27 Mayıs 2016 Cuma

ÇIKAR DİLİNİN ALTINDAKİ BAKLAYI

ÇIKAR DİLİNİN ALTINDAKİ BAKLAYI


    Hikaye buya, eskilerde küfürbaz biri varmış,
    Her yerde, her zaman küfür yaparmış.
    Utanırmış bu durumundan ama, alışmış,
    Bırakmak içinse çokça çalışmış.
    Ne ederse etsin unutur, ylermiş.   
     Büyük küçük demeden her ortamda sövermiş.                
    Sonunda hocası,
    –Şu baklayı koy dilinin altına,
    Küfür edeceğin zaman hemen gelsin aklına.
    Böylece unutursun, zamanla,
    Bakla ağzında olduğunda.
    Aradan aylar geçmiş yavaş yavaş unutmuş,
    Hocası da bunu hep yanında tutmuş.
    Başlamışlar her yere, birlikte gitmeye,
    Birlikte giderlermiş, iftara, ziyafete.
    Yine böyle bir günde çıkmışlar yola,     
     Sicim gibi yağan yağmurdan koruna koruna.
     Bir pencere açılmış o sıra hoca efendiye;dur demiş,
Güzel bir bayan bakmış, bakmış da          gülmüş.
    Yağmurdan ıslanan hoca;ne diyorsun a kızım?
  Ne dîyeceksîn söyle, yağmurdan sızlar dizim.
 –  Az kaldı. Hoca Efendi, hepsi seni görsün,
     Senin kavuğun gibi hepsi tepeli olsun.
     Şimdi tamam oldu tüm yumurtalar gördü seni,
   Çıkacak civcivlerle mutlu edeceksin beni.
 –  Kusura bakma hocam, civcive yatırıyorum tavuğu,
     Görsünler de başlarında olsun senin gibi kavuğu.  
  –    Bre hanım, bunun için mi beklettin bizi,
Yağan yağmur koymadı kuru yerimizi.
Kadın pencereyi kapatırken basar kahkahayı,
Hak etti bu küfürü, çıkar oğlum, ağzındaki baklayı.’

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder