27 Mayıs 2016 Cuma

EĞER KISMET İSE

EĞER KISMET İSE



Eskilerde hayvanlara semer yapan bir kişi,
Hiç durmadan çalışmakmış onun işi.
Kazancı iyi imiş, onun için durmazmış,
Paraları saklayacak yerde bulamazmış.
Düşünmüş taşınmış, bir semeri kasa yapmış,
O semeri de baş köşeye takmış.
Kendinin olmadığı bir gün, bir zaman,
Bir kervancı gelmiş ta uzaklardan
Semer istemiş orada çalışan çıraktan,
Yapılı semerleri kontrol edip, bakaraktan
Kervancının gözü asılı semeri tutmuş,
Güzelce sağını solunu kontrol etmiş.
- Bu semeri beğendim, bunu ver bana,
Fiyatı da ne ise vereceğim sana.
Ne bilsin çırak, hemen indirmiş,
Hatta fiyatına da biraz bindirmiş.
Bir iki gün sonra semerci gelmiş,
Semeri yerinde görmeyince, bayılıp düşecekmiş.
Bağırmış deli gibi “o semer nerede?
Satmayasın onu da Allah verede”   Ustam demiş çırak ben onu sattım,
İyi fiyatla yanına iki daha kattım.
Kervancının tarifini almış, yollara düşmüş,
Gittiği her yerde aramış durmuş.
Günlerce yürümüş, mecalsiz kalmış,
Bir köyde bir odaya bitkince dalmış.
Oda sahibi sormuş, oda anlatmış,
Getirilen yemeklerden bile bir iki tatmış.
Uyuya kalmış orada oturarak,
Oda sahibi de kalkmış, üstüne bir örtü atarak
Baş ucuna şu yazıyı yazmış, koymuş,
Bunu oku ve evine dön, diyormuş;
"Bedende kalmamış takat, rızık arayı arayı,
çok gezdirmiş kısmet seni, Semerkent'i  Buhara'yı,
eğer senin kısmetinse, seni bulur arayı arayı."
Kalkmış adam, dönüyorken evine,
Kimi zaman ağlaya, kimi zaman dövüne.
Epey bir zaman sonra, biri kapıya gelmiş,      -Semerlerim eskidi, yenisin alacağım demiş.
Bakmış usta, o semer kervancının elinde,
Bir iki semer de onun yedinde.
-Tamam otur arkadaş,kaç semer istiyorsun?
Bunları bırakarak, istediklerini alıp gidiyorsun.
Para istemem, hepsi helal benden,
Geri geldiğin için Allah razı olsun senden. Ve eklemiş;  - Eğer kısmet ise gelir Hint'ten Yemen'den,
Kısmet değil ise ne gelir elden.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder