SARAY DA BİR SOYTARI
Yıl 1966,Haziran
on altı.
TÖS bir oyun
getirtmiş, Sarayda bir soytarı.
O zaman Edip'in Sinema tutuldu.
Bu oyun için epeyce de bilet satıldı.
Bizde köyden geldik traktörle,
Bıraktık traktörü uzak bir evde.
Vedat sekiz yaşında, oda yanımda,
Girdik içeri oturduk zamanında.
Daha oyuncular gelmemişti sahneye,
Dışarıdan bağırtılar
geliyordu, "Komünistler" diye.
Yukarı
pencerelerden taş yağmaya başladı.
İçeride hakimi, savcısı, kaymakamı da vardı.
Emniyet güçleri bu güruhu
engelleyemedi,
Bu bir oyundur, beş yüz yıl evvel yazılmış diyemedi.
Askerler geldi, çevirdi sinemayı,
O anda ne köpek yaklaştı nede ayı. (!)
Çıkardılar bizi içeriden,
birer ikişer,
Kaçacak,
saklanacak aranıyordu yer.
Ben kaygı değildim, Vedat
vardı yanımda,
Ona olacak
bir şey, çok yara açardı canımda.
Koltuğumun altına aldım, duvardan
yana.
Sinerek götürüyor korkma diyordum ona.
Çarşı içinden hızlı hızlı geçiyorduk.
Arada birde küfür
ediyorduk.
–Namussuzlar kapatmak için pisliklerini,
Komünistleri öldürmek için çabuk tutuyorlar ellerini.
Böylece pisliklerden arınmış olacaklar.
Cahil halk arasında kahraman sayılacaklar.
Çıktı ele başları, adaletin önüne,
Yemin ediyordu suçsuzum diye, helal gelmezdi olmayan
dinine.
Yediler birkaç tanesi ikişer üçer yıl,
Hapiste üstlerinde vardı birer çul.
Bundan
sonra baskı denemesi
Boğazlıyan da olmadı,
Gençlerin diktiği çiçeklerde solmadı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder