13 Mayıs 2016 Cuma

DEMEDİM Mİ?

DEMEDİM Mİ?
Felahiye de müftülük yapan hoca Mehmet Bağcı,
Bazen iyi konuşur, bazen de acı.
Zilifterli olduğu için iyi tanır etrafı,
Bütün köylerde vardır tanıdığı, ahbabı.
Hoş sohbettir, anlatır zaman zaman,
Sorulan sorulara bir cevap bulur hemen.
Otururken makamında, bir konuğu da yanında,
Toramandan iki kardeş telaşla girer anında.     Selamünaleyküm, müftü Efendi biz geldik,
Sorunumuzu ancak müftü Efendi çözer dedik.
-  Aleyküm selam, oturun önce şuraya; 
Derdinizi dinleyeceğim elbette ya....
- Müftü efendi, bizim bir cenazemiz oldu,  
Sandık ki Hanemiz tüm boş kaldı.
Defnettik geldik, imam oturdu devrine,
Komşularda bakıyordu bu olayın seyrine,
- Getirin 50 gayme, bununla kalkar ancak,
Yemini, deviri, orucu, namazı da olacak,
İmamın istediği parayı hemencik verdik,
Bir de Müftü Efendiye soralım dedik.
- Ne kadardır ölü de sizin rayiciniz,
Bunu öğrenmektir bizim işimiz.
Anlamıştır Mehmet Hoca meseleyi, konuğuna işaret eder,
İçinden, dur şunlara bir ders vereyim der.
-  Pekiyi ölünün boyu ne kadardı söyleyin.
Sonra, eni ne kadardı onu da deyin.
Uzundu az gelmezdi 190 santimden,
Eni de az gelmezdi 1 Metreden.
Ha bakın hesabını yapalım.
190 la 1 metreyi çarpalım.                                  
 Eti mi  yüz doksan, bu da yüz doksan bin lira eder,  
Daha eksik olmasın ha, emekler boşa gider.
İmam bu kadar noksan mı almış,
Anlaşılan hesabı yanlış yapmış.
Küçük kardeş büyüğün böğrüne dürtmüş,
Yönünü öte dönmüş sanki de küsmüş.
- Demedim mi  ben sana, gel gitmeyelim müftüye,
Borçlu çıkarız, hocadan daha iyi hesap eder diye.
- Dinlemedin beni hadi çık işin içinden,
Böyle böyle çıkarıyorsunuz beni îmandan dinden.
Aman kalk gidelim hemen ikinci hesabı yapmadan,
Başımıza daha büyük dertler açmadan.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder