DEMEDİM
Mİ?
Felahiye de müftülük yapan
hoca Mehmet Bağcı,
Bazen
iyi konuşur, bazen de acı.
Zilifterli
olduğu için iyi tanır etrafı,
Bütün köylerde
vardır tanıdığı, ahbabı.
Hoş sohbettir,
anlatır zaman zaman,
Sorulan
sorulara bir cevap bulur hemen.
Otururken
makamında, bir konuğu da yanında,
Toramandan
iki kardeş telaşla girer anında. Selamünaleyküm, müftü Efendi biz
geldik,
Sorunumuzu ancak müftü Efendi çözer
dedik.
-
Aleyküm selam, oturun önce şuraya;
Derdinizi dinleyeceğim
elbette ya....
- Müftü efendi, bizim bir cenazemiz oldu,
- Müftü efendi, bizim bir cenazemiz oldu,
Sandık ki Hanemiz tüm boş kaldı.
Defnettik
geldik, imam oturdu devrine,
Komşularda bakıyordu bu
olayın seyrine,
-
Getirin 50 gayme,
bununla kalkar ancak,
Yemini,
deviri, orucu, namazı da olacak,
İmamın istediği parayı hemencik verdik,
Bir de Müftü Efendiye soralım dedik.
-
Ne kadardır ölü de sizin rayiciniz,
Bunu
öğrenmektir bizim işimiz.
Anlamıştır Mehmet Hoca
meseleyi, konuğuna işaret eder,
İçinden, dur şunlara bir ders
vereyim der.
- Pekiyi ölünün boyu ne
kadardı söyleyin.
Sonra, eni ne kadardı onu da deyin.
- Uzundu
az gelmezdi 190 santimden,
Eni de az gelmezdi 1 Metreden.
- Ha bakın hesabını yapalım.
190 la 1 metreyi çarpalım.
Eti mi yüz doksan, bu da yüz doksan bin
lira eder,
Daha eksik olmasın ha, emekler boşa
gider.
İmam bu kadar noksan mı almış,
Anlaşılan hesabı yanlış yapmış.
Küçük kardeş büyüğün böğrüne dürtmüş,
Yönünü öte dönmüş sanki de küsmüş.
- Demedim mi ben
sana, gel gitmeyelim müftüye,
Borçlu çıkarız, hocadan
daha iyi hesap eder diye.
-
Dinlemedin beni hadi çık işin içinden,
Böyle böyle çıkarıyorsunuz
beni îmandan dinden.
Aman kalk gidelim
hemen ikinci hesabı yapmadan,
Başımıza daha büyük
dertler açmadan.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder