10 Mayıs 2016 Salı

BENDE KUYRUK, SEN DE EVLAT ACISI

BENDE KUYRUK, SEN DE EVLAT ACISI
Çok eski çağlarda bir çoban varmış,
Her gün koyunlarını merada otlatırmış.
Bir yılanla arkadaş olmuş, anlaşma yapmış,
Her gün bir koyunu yılan emecekmiş.   
Buna karşılık her gün, bir altın verecekmiş  yılan,
Her gün eve bir altınla gelecek çoban.
Günlerce bu durum sürer,
Çobanın oğlu da bu durumu merak eder.
Babasından öğrenir işin aslını,
Sevmeye de başlar çil çil altını.
 - Aman oğlum, sakın kimselere söyleme
Her gün babam altın getirir eve deme.
Günler sonra çobanın çıkar bir işi.
Oğlundan başkada yoktur, otlatacak kişi.
Sıkı sı kı tembih eder, yılana süt ver,
Ondan bir altını da al gel der.
Oğlan düşünerek sürünün arkasında,
Gider dağa doğru kendi havasında.
- Her gün bir altını ne yapacağız sanki,
Öldürürsem yılanı, hepsini alırım belki.
Aynı yerden çıka gelir yılan,
Ağzında bir kırmızı altınla.
Oğlan baltasını arkasına saklar.
Onun bakışlarından yılan kuşkulanır ve sert bakar.
Baltayı kaldırıp vuracağı zaman,     
Yılan atılır oğlanın bacağını tutar hemen.
Balta iner yılanının kuyruğuna,       
Oğlan düşer, dayanamaz yılanın zehrine.
Aylar sonra çoban, yılanla tekrar anlaşmak ister,
- Gel gene arkadaş olalım seninle der.
- Yılan der olamayız artık arkadaş,
Çünkü ikimizin gönlünde de var yas;
Bende kuyruk, sende evlat acısı,

Hiç gitmez kalbimizden onun sancısı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder