ACELE
KARAR VERMEYİN,
Bir ülkede bir adam, fakir ve yaşlı,
Beyaz
bir atı var
ki, tüm atlardan farklı.
Dillere destan bu ata,
herkes sahip olmak istiyor,
Ülkenin kralı bile bir servet veriyor.
Ancak adam bu atı kesinlikle satmıyor,
İnsan dostunu satar mı, nasıl satılır dost diyor.
Bir gün gelir beyaz at kaybolur
birden bire,
Araştırılır köşe bucak, bakılır her yere.
Boşunadır emekler bir türlü bulunamaz bu at,
Köylüler eğlenirler ihtiyarla:
–Artık krala gölge sat.
–Der ihtiyar:
–Karar vermek için acele etmeyin,
Böyle şeyler için bana
gelip gitmeyin.
Birkaç gün sonra, arkasında on iki at,
Çıkar gelir beyaz at, rap, rap, rap.
Köylüler pişman olur ihtiyara
dediklerine,
Gıpta ile bakarlar, bu sürünün yeyip içtiklerine.
Bir süre sonra oğlu atları alıştırmak ister,
Yılkıdır bu
atlar, oğlan
attan düşer.
Ayağı kırılır oğulun, günlerce yatacaktır,
Yattığı yerden gayrı etrafa bakacaktır.
Köylüler
gene gelir:
–Çok
yazık oldu derler,
Sonunu düşünmeden hemen karar verirler.
İhtiyar tekrar eder, karar için acele etmeyin,
Sonunun nasıl geleceğine sakın hükmetmeyin.
Bir süre sonra savaş çıkar ülkede komşuyla,
Eli silah tutan herkes asker
olur, genciyle, yaşlıyla.
Gelir köylüler yine, çok şansın var derler,
Çünkü bizim çocukların hepsi askerdeler.
Öldü mü kaldı
mı bilmeyiz ama,
Gıpta ile bakarız senin oğluna.
Dedim ya komşular, hiç acele etmeyin,
Bir
kapı kapanırsa, biride açılır
deyin.
Her düşünceyi ve sözü ağzınızdan atmayın,
Karar
vermek bilgelik gerektirir, bunu hiç unutmayın.