SİZİN GİBİ,
Kayserililer üzerine türlü hikayeler anlatılır,
Biraz da üstüne bir şeyler konur, katılır.
İmrenilir, gözü açıklığına ve bilgeliğine,
O zaman düşünülür, bakılır ne dediğine.
Anlatacağımız hikâyede bunlardan biri,
Kimi zaman köpekli, kimi zaman kedili.
Esnaflık çok ezelden, onların meslekleri,
Şeytana Pabucu ters giydirmektir istekleri.
Çarşıda esnafın biri, bir kedi besler,
Tabaktaki sütüyle kapının önüne koyar, görünsün der.
Sütü verdiği tabak antikamı antika,
Geçerler kediden çok, tabağa baka baka.
Bir Yahudi nin dikkatini çeker, günlerce bunu izler,
O tabağa baktıkça kalbi çarpar içi sızlar.
Biraz da üstüne bir şeyler konur, katılır.
İmrenilir, gözü açıklığına ve bilgeliğine,
O zaman düşünülür, bakılır ne dediğine.
Anlatacağımız hikâyede bunlardan biri,
Kimi zaman köpekli, kimi zaman kedili.
Esnaflık çok ezelden, onların meslekleri,
Şeytana Pabucu ters giydirmektir istekleri.
Çarşıda esnafın biri, bir kedi besler,
Tabaktaki sütüyle kapının önüne koyar, görünsün der.
Sütü verdiği tabak antikamı antika,
Geçerler kediden çok, tabağa baka baka.
Bir Yahudi nin dikkatini çeker, günlerce bunu izler,
O tabağa baktıkça kalbi çarpar içi sızlar.
Bir gün varır, der; bana sat şu kedini,
-Vereceğim sana bilesin her istediğini.
Satılır kedi, alır gider Yahudi,
Etraftaki komşularda bu olayın şahidi.
Ertesi gün geçer gene, tabağa baka baka,
Günlerce hasret kalmıştır o güzelim uykuya.
Oradan birkaç kedi daha alır, tabağın hevesine,
Kayserili de alışmıştır artık bu adamın sesine.
Bir sabah erkenden damlar dükkana,
Kediler süt içmiyor, bu tabağı sat bana.
Kurnazca bakar Kayserili,
sallar başını yana,
Yavaş ve ağırca, şu sözleri söyler ona.
-Bak arkadaş bilirim, bu tabaktadır gözün,
Bu tabağı gördükçe, allak bullak oluyor yüzün.
Bu tabakla ben servetime
servet katıyorum,
Bu tabakla, sizin gibi açgözlülere günde yirmi kedi satıyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder