30 Haziran 2016 Perşembe

EVET AMA,

EVET AMA,        
Bir baba yedi yaşındaki oğlunu almış yanına,
Balık tutmaya gitmişler göle oltayla.
Atarlar oltayı, gezerler etrafta bir süre,
Gelirler, oynayarak, şakalaşarak balıklı göle.
Çekerler oltayı, beş altı balık görünüyor oltada,
Oltanın iğneleri sanki kaybolmuş bu suda.
Çocuk der; baba ben balıkların tutulacağını biliyordum,
Tutulması için Tanrıya dua ediyordum.
Tekrar gölün içine atarlar oltalarını,
Çarşıya giderler doyurmak için karınlarını.
Gelirler bakarlar, oltada gene balıklar var,  
-Biliyordum ben baba, gene takılacaklar.
-Peki, balıkların tutulacağını nasıl biliyordun,
Yoksa onlarla iletişim mi kuruyordun?
-Hayır baba, ben bilmem onların dilini,
Dua ederek yüzüme çalmıştım ya elimi.
Yine atarlar oltayı göle, çıkar giderler,
Bir süre sonra tekrar gelir, hadi bakalım derler.
Çekerler oltayı, bu kez iğneler bomboş,
Baba buna üzülür, yüzü olur buruş buruş.
Ben balığın tutulmayacağını biliyordum der çocuk,
Baba sinirlenmiştir gayrı, benzi de uçuk.
-Peki yine dua etmedin mi yoksa sen?
O zaman çok kızarım, darılırım ben.
-Dua ettim baba, ta içten hem de,
Ama balık gelmedi gördün işte sen de.
Yeter artık, çokça balıkta tuttun,

Duam geçersiz oldu, çünkü oltaya yem takmayı unuttun.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder