EVET AMA,
Bir
baba yedi yaşındaki
oğlunu almış yanına,
Balık tutmaya gitmişler göle oltayla.
Atarlar oltayı, gezerler etrafta bir süre,
Gelirler,
oynayarak, şakalaşarak balıklı göle.
Çekerler oltayı, beş altı balık görünüyor oltada,
Oltanın iğneleri sanki kaybolmuş bu suda.
Çocuk der; baba ben balıkların tutulacağını biliyordum,
Tutulması için Tanrıya dua ediyordum.
Tekrar
gölün içine atarlar oltalarını,
Çarşıya giderler doyurmak için karınlarını.
Gelirler
bakarlar, oltada gene balıklar
var,
-Biliyordum ben baba, gene
takılacaklar.
-Peki,
balıkların tutulacağını nasıl biliyordun,
Yoksa
onlarla iletişim mi
kuruyordun?
-Hayır baba, ben bilmem onların dilini,
Dua
ederek yüzüme çalmıştım ya elimi.
Yine
atarlar oltayı göle, çıkar giderler,
Bir süre sonra tekrar gelir, hadi bakalım derler.
Çekerler oltayı, bu kez iğneler bomboş,
Baba
buna üzülür, yüzü olur
buruş buruş.
Ben
balığın tutulmayacağını
biliyordum der çocuk,
Baba
sinirlenmiştir
gayrı, benzi de uçuk.
-Peki yine dua etmedin mi
yoksa sen?
O
zaman çok kızarım, darılırım ben.
-Dua ettim baba, ta içten hem de,
Ama
balık gelmedi gördün işte sen
de.
Yeter
artık, çokça balıkta
tuttun,
Duam
geçersiz oldu, çünkü oltaya yem takmayı unuttun.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder