PARA PARAYİ ÇEKER
Yoksul bir adam yürür dalgın dalgın,
Konuşur kendi kendine kaderine dargın
Evine ekmek götürecek,
ama yok parası,
Yine eli boş gidince söylenecek karısı.
–Ne yapayım ya Rabbim, bunu nasıl çözeyim,
Bir ekmek parası için nereleri gezeyim.
Derken önde konuşarak
giden iki kişi,
Biri bilgeye benzer, hareketi, sözü ve deyişi.
Tartışıyorlar varlıktan, yokluktan, paradan puldan,
Acı tatlı geçirilen, günden, aydan ve yıldan.
Bilge derki öbürüne;
Para parayı çeker,
Lafın gerisini dinlemeyen yoksul hızlıca gider.
Zor güç, zar zor, sarraftan bir altın alır,
Sonrada Padişahın
hazinesine varır.
Uzatır parayı,
Hazinedeki altınları çağırır,
–Gelin
altınlar, ben zengin olacağım diye bağırır.
Uğraşırken elindeki de düşer, parmaklıklardan öte,
Mümkün değil artık ona ne eli ne de ayağı yete.
Kızarak çıkar oradan, bulur konuşan o bilgeyi,
– Sen söylüyordun, geçen, para parayı çeker
diye.
Ama benim altınımı padişahın hazinesi çekti,
Aniden elimden düştü, kaydı gitti.
Neden yalan söyledin, üstelik
bir bilgesin,
Yalan söylediğini herkese söyleyeceğim, bunu bilesin, .
Bilge der bak arkadaş;
–Ben yalan söylemedim,
Çünkü sen lafın sonunu iyice dinlemedin
Söylediğim şu idi, para parayı çeker,
bu doğru,
Ama çoğun azı çektiği de yaşanan olgu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder