29 Haziran 2016 Çarşamba

ÇIPLAK GELDİM

ÇIPLAK GELDİM
Sultan Süleyman vasiyet  eder;                                              
- Ben ölünce vasiyetimi yerine getirin der.                         
Kurda kuşa hükmeden sultan gün gelir ölür,           
Söyledikleri her şey kulaklarda kalır.                              
Tabutum arkasında bin tane kız, gelinlik giymiş,              
Onların arkasında, yüz deve, hazinelerim yüklenmiş.
Arkasında on bin asker, sıra ile dizilmiş,                
Bilmeyenler sorsunlar, bu giden kimmiş?                               
 - Ha bakın bir kolumda çıplak olarak dışarıda sarksın,     
Gelen geçen bu nedir diye baksın.                                  
Ölmüş Sultan Süleyman, hak vaki olmuş,                  
Dışarıdaki kolu canlı gibi sallanmış durmuş.        
Sormuşlar nedir bu saltanat, bu tabut,                           
Bunun bir hikmeti olmalı labit.                                           
Yorumlayan bir bilge; dinleyin ey komşular,                
Bunların hepsinin, bir hikmeti, anlamı var.                       
 Diyor ki Sultan; Hükmedebilseydim ölüme eğer,                  
Bir tane gelinlik kız benim yerime gider.                     
Hazineler vererek, hükmetseydim eğer,                             
Yüz deve yükü hazine benim yerime gider.                    
Güçle kuvvetle, ölüme hükmetseydim eğer.                        
On bin askerin buna da gücü yeter.                               
Demek ki hiçbir şey ölümü engelleyemiyor,                     
Giden yaşam hiçbir şekilde geri gelmiyor.                       
Çıplak geldik bu dünyaya, hepimiz,                  
İnanmıyorsanız eğer, sallanan kolu görünüz.                   
Bîlge ekliyor: "Mağrur olma varlığa, deme var mı ben gibi,    
Bir acı rüzgar eser, savurur harman gibi."                                      
Labit: muhakkak kesinlikle

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder