YALANCININ MUMU
Her
ulusun, her oymağın vardır türlü sözleri,
Doğruluktur dürüstlüktür temelde, özleri.
Küçük bir beldede varmış bir yalancı,
Akşam olunca onu alırmış bir sancı.
Bağırırmış; Yetişin komşular,
yanıyor evim,
Yalnız başıma ben yangınla nasıl baş edeyim?
İki gün geçmez,
yine aynı
terane,
Bağırarak koşarmış, eşe dosta yarane.
Gelir
bakarmış
herkes, pürtelaş koşarak,
Bizimki başarmış kahkahayı, zevklenerek, coşarak.
Günlerce aldatmış, akşam
vakti herkesi,
Köy meydanından, kahveden gelirmiş övünme sesi.
Yine bir akşam;
–
Yetişin komşular evim yanıyor,
Demiş hiçbir şeyim
kalmadı, ciğerim kanıyor.
Komşulardan hiç kimse, dönüp bakmıyor ona,
–
Sen yalan söylüyorsun, doyduk senin yalana.
Ama gerçekten evi yanıyormuş, çatır, çatır,
Yalancı olduğu için ne gönül kalmış ne de hatır.
Sonunda
bakmışlar ki, gerçekten yanıyor evi,
Koşmuşlar ama, kurtaramamışlar hiçbir şeyi.
– Eh arkadaş, ne yapalım bu senin hatan,
Bizi
aldatmasaydın, söylemesiydin yalan.
Tekrar etmişler birlikte, ‘’Yalancının evi yanmış,
|
Ama buna da hiç kimse inanmamış.’’
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder