DANIŞMAN,
Yol kenarında otlatırken koyunlarını bir çoban,
Yanında durur bir jeep, yeni güzel ve kocaman.
Gran tuvalet
bir bey iner, son model araçtan,
Şöyle bir göz
gezdirir sürüye, köşeden bucaktan.
-Senin sürünün bilirsem eğer sayısını
O zaman bana veririsin
koyunun birisini.
-Peki der çoban, bilirsen vereceğim bir koyun,
Bilmem ki bunun altından çıkar mı başka bir oyun.
Bey çıkarır bilgisayarını alır uzaydan bilgisini,
Türlü işlemler yapar, bulur çobanın sürüsünü.
Der arkadaş, senin süründe beş
yüz otuz koyun var,
İyi bildin arkadaş gel sürüden bir koyun al.
Gidecekken çoban seslenir, o zengin
beye,
Ben de senin mesleğini bilirsem, verir misin
geriye.
Hayrette
kalır o
bey, nasıl
bilecek bu çoban,
Söylesin de eğlenelim, gülelim epey bir zaman.
Arkadaş, sen buraya çağrılmadan geldin,
Bildiğim bir şeyi bana söylemek için ücret aldın.
Unutma ki sen ne yaptığının farkında değilsin,
Sen
bir danışmansın, indir bagajdaki köpeğimi salıver
gitsin.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder