İLK KAMÇIYI
Müthiş eleştirmen, Bektaşi bir yazar varmış
Yazdığı kitabında hanımlara demediğini komamış.
Kitabı çok
okunmuş,
etkilemiş
herkesi,
Bu arada kabarırmış, yavaş yavaş kesesi.
Hanımlar toplanmışlar, bir karara varmışlar,
Ellerine kimi sopa kimi kamçı almışlar.
Dayanmışlar kapıya: ‘’çık seni
döveceğiz,
Kim iyi, kim kötü, şimdi seni göreceğiz.
Hakkımızda
her türlü kötü sözler yazarsın,
Bu kitabınla kendi kuyunu kazarsın.
Seni öyle bir benzeteceğiz ki, âleme ibret olsun,
Yapacağımız şeyler sonsuza dek söylensin kalsın.’’
– Peki
demiş, Bektaşi, beni döveceksiniz.
Sopayı vururken de bana söveceksiniz.
– Kabul ediyorum, ancak bir şartım var benim,
Belli değil ilk kırbacı
vuracağı
kimin.
İlk kırbacı içinizden en çirkini vuracak,
Daha sonra hepiniz benden hıncını alacak.
Çıkar evden, gelir hanımların yanına,
İçlerinde hiçte çirkin yokmuş (!) inadına.
İlk kırbacı içinizden en çirkini vuracak,
Daha sonra hepiniz benden hıncını alacak.
Çıkar evden, gelir hanımların yanına,
İçlerinde hiçte çirkin yokmuş (!) inadına.
Bir tek hanım indirmemiş elindeki kırbacı,
Birbirlerine sanki derler ‘hadi bacı’
Ancak kimse vuramaz, sopa yemez Bektaşi,
Zekası ile çözümlemiştir, Bektaşi bu işi.
Birer ikişer dağılmış güzel hanımlar,
Akmamış Bektaşiden kırmız, kanlar.
Demiş erenler; güle güle hanımlar güle güle gidiniz,
İçinizde çirkin yok bunu böyle biliniz
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder