29 Haziran 2016 Çarşamba

SANA DA USTA HANIMI

SANA DA USTA HANIMI...

Çok eskilerde, kap kaçak bakır zamanı, Kalaylanmak isteyecektir bu kapların tamamı. Eğer kalaylanmazsa bu bakırlar,
İçine konan yiyecekler, insanı ağılar.  
Bu nedenle, bir dal oluşur, kalaycılık diye,
Güzel beyaz kaplar verilir birbirine hediye.
Bu da ustalık ister, kalaycılık önemli,
Kumla sürülecek, temizlenecek bes belli,
Sonra nisadır atılacak, ısınan bakıra,
Kalay eritilecek kapların üzerinde, yana yakıla. Körük çekilecek, kömür ateşi kor olacak, Kalaylanan kaplar, par par parlayacak.
O zaman ustanın ustalığı ortaya çıkacak, Kalayladığı kaplara, özenle, zevkle, bakacak.
Bu durum ustaya büyük bir haz verecek, Yaptığına bakarak hafifçe gülümseyecek.
Para kazanıp kazanmamakta değil önemli,
Konu ettiğimiz ustamız da bunlardan biri.
Eve gelirken çoğu kez, cebi tam takır,
Olmamış cebinde, ne bir sikke ne bakır.
Hanımı da usanır, bu duruma üzülür,
Çoluk çocuk perişan, çoğu zaman büzülür. Sonunda tak eder, kadıncağızın canına,
Dert yanar, kızar darılır kocasına.
–  Bre adam ya  para kazan, ya da bırak bunu,
– Bende yitirdim artık son umudumu.
Bize bir şey kazandırmıyor yaptığın iş,
Yıllardır boşa gitti emekler, gidiş, geliş.
Terk edeceğim artık, bunu bilesin,
İster ağlayasın, ister gülesin.
– Bak hanım, kazanamadığım doğru, paramızda yok,
Düşünsene ama, toplumda söylenir adımız çok.
Ah hanımcığım, çok doğru dersin amma,
Bana usta, sana da ustanın hanımı derler ya…





Ağı:Zehir

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder